TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
TMMOB

   Ana Sayfa    İletişim Bilgileri

Hakkımızda Tüm Kitaplar Kategoriler e-Kitaplar Yeni Kitaplar Çok Satılanlar Arama

SEPETİM: (Boş)

ENERJİ RAPORU’09


Stokta Yok

ISBN No:

9789944899925


Yayın No:

GY/2010/10

Yayın Yeri:

ANKARA

Sayfa Sayısı:

46


 

Giriş


285Kredi kartınızla online ödeme yapmak istemiyorsanız veya sorun yaşıyorsanız banka havalesi veya eft yolu ile ödeme yapabilirsiniz.
Ödeme Bilgileri
İş Bankası Yenişehir Şubesi (4218) 5110 No‘lu Hesap (IBAN TR490006400000142180005110)
Açıklama kısmına almak istediğiniz yayın/yayınların adını yazınız.
Ödeme Tutarına 5 TL Kargo ücreti eklemeniz gerekmektedir.
Ödeme yaptıktan sonra dekontu (0312) 417 38 18 No�lu faksa veya emo@emo.org.tr e-posta adresine gönderiniz.

Sunuş


Raporun PDF haline ulaşmak için tıklayınız

Gelişmekte olan bir ülke için sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimin temel gereksinimi enerjidir. Buradan hareketle ülke yönetimini üstlenenlerin enerjide uzun erimli planlama yapmaları kaçınılmaz bir zorunluluktur. Aksi politikalar yakın zamanda ülkemiz tarafından da test edildiği üzere arz krizi ve bunun sonucunda yanlış yatırımlar ve pahalı enerji olarak yansımaktadır. Bu nedenle enerjinin kamu eliyle her türlü kar/rant ilişkisinden arındırılmış olarak, sürekli (kesintisiz), güvenilir, temiz ve ucuz (erişilebilir) olarak halka sunulması esas olmalıdır.

Enerjinin yukarıda belirtilen esaslar dahilinde sunulabilmesi için, olmazsa olmaz koşulların siyaset üstü kural olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Hal böyle iken 1990 sonrası ülkemizde de küresel kapitalizmin kontrolü altına giren iktidarlar aracılığı ile piyasacı yaklaşım ve uygulamalar dayatılmakta, enerji alanı kamu kaynaklarının sermaye kesimine aktarılmasında araç olarak kullanılmaktadır. Bugün gelinen durumda ülkeyi yönetenler açısından bakıldığında ülkemiz enerji kaynaklarının kontrolü kaybedilmiştir. 1990‘dan bu yana enerji alanında dillerden düşürülmeyen "piyasa ve rekabet" söylemi ne ucuz, ne kaliteli, ne de kesintisiz enerji sağlayamamış, yirmi yıldan bu yana sürdürülen bu politika arz güvenliği duvarına çarpmıştır. Bu sonuca rağmen sermaye, kontrolü altındaki iktidar(lar)a dilediği düzenlemeyi yaptırmaya devam etmektedir.

Diğer yandan kamunun devre dışı edilmesi için saldırı aracı olarak kullanılan özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamaları ile ülkenin mühendislik birikimi yok edilmiştir. Kalan mühendislik birikimi ise özel sektör eliyle yürütülen faaliyetlerin ana eksenini oluşturmaktadır. "Özelleştirilen dağıtım şirketleri ve üretim şirketlerinde sürekli olarak ifade edilen başarılı çalışmaların (!) altında, başarısızlığı sürekli vurgulanan kamu deneyimi yatmaktadır."

Yaratılan tahribatın boyutu sadece ekonomik değildir. Kamu adına denetim ortadan kalkmış, denetimsiz tesislerin kamu güvenliğini tehdit ettiği, can ve mal güvenliğini risk altına  soktuğu yakın zamanda yaşanan gelişmelerle sabittir. Diğer yandan yürürlüğe sokulan uygulamalar insan, doğa ve tüm canlıların geleceğini bugünden başlayarak tehdit etmektedir. DUY Yönetmeliği ile başlayan ve HES ‘lerde yaşanan vahşi saldırı bunun kanıtı niteliğindedir. Ülkenin enerji geleceği açısından çözüm olmayan, havza planlamasına aykırı olarak sürdürülen doğa tahribatı olanca hızı ile sürdürülmektedir. Doğu Karadeniz başta olmak üzere ülkenin farklı coğrafyalarında akarsu ve derelerini katlederek paraya dönüştürmeye çalışanlara karşı yerel halkın çığlıkları duymazdan gelinmektedir. Önümüzdeki günlerde bu vahşi saldırı farklı acıları üreteceği unutulmamalıdır.

EMO Enerji alanında yirmi yıllık neoliberal politikaların sadece pahalılık ve dışa bağımlılık ürettiğini, kamu kaynaklarının sömürgenlere aktarılmasının aracı olarak kullanıldığını söylemektedir. Bu saldırı 40 yıllık nükleer santral macerasında da sürdürülmektedir. Ülkemizin yeraltı zenginlikleri bilim ve mühendisliğin elinde doğaya ve yaşama dost teknolojilerle değerlendirilmeyi beklerken, dışa bağımlı doğalgaz ve şimdi de nükleer santralların bu bağımlılığı arttıracağı bilinmelidir.


Enerjide bir başka çözüm vardır.

Çözüm; enerji alanda çıkar odaklarının kontrolüne girebilen siyasal iktidarların arındırılmasında yatmaktadır.

Enerji alanı ancak o zaman;

·         Kamusal bir hizmet alanı olarak örgütlenebilecek,
·         Üretiminde ulusal kaynaklara öncelik verilebilecek,
·         Üretiminde kaynak çeşitliliğini sağlanabilecek,
·         Üretim planlama anlayışı ve bilimsel gerçeklere dayalı, doğaya ve yaşama dost politikalarla sürdürülebilecektir.

Günümüzde bedeli ne olursa olsun günü kurtarmaya odaklanarak enerji üretimini temel alan planlama anlayışı terk edilmelidir. Bunun yerine gelişmiş toplumlarda olduğu gibi enerji-ekoloji-ekonomi dengesini gözeten planlama anlayışı hakim olmalıdır. Başta ulusal kaynaklar olmak üzere kaynak çeşitliliği ve jeopolitik gerçekleri dikkate alan, enerji güvenliği modelleri almalıdır.

EMO yayınladığı raporlarla baskı ve çıkar gruplarının aksine, ülkemizde gereksinim duyulan doğru ve bilimsel bilginin kaynağı olmaya devam edecektir. EMO Enerji Çalışma Grubumuzun hazırlamış olduğu çalışma, bu konudaki beklentileri karşılamaya yönelik olup, katkı sunan meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Musa ÇEÇEN
EMO  41. Dönem
Yönetim Kurulu  Başkanı


İçindekiler


1. Giriş
1. Dünya‘da ve Türkiye‘de Enerjinin Genel Durumu
2.1  - Dünya‘da Durum
2.2  - Türkiye‘de Durum
1. Türkiye‘de Elektrik Enerjisi
3.1  - Elektrik Enerjisi Üretiminde Fosil Kaynaklar
3.2  - Elektrik Enerjisi Üretiminde Yenilenebilir Kaynaklar
3.3  - Nükleer Enerji
1. Elektrik Enerjisinde Arz-Talep Dengesi ve Serbest Piyasa
4.1  - Talep Tahmin Projeksiyonları ve Talep Tarafı Yönetimi
4.2  - Arz Güvenliği
4.3  - Serbest Piyasa ve DUY Uygulamaları
1. Enerji Politikaları ve Özelleştirme Uygulamaları
5. Enerji Verimliliği
6. Sonuç ve Öneriler
7.1  - Sonuç
7.2  - Öneriler

Dosyalar

Enerji Raporu'09 (5413 KB)

 
  kitap.emo.org.tr
  
COPYRIGHT © 2010 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18
 

 
KEY İnternet Hizmetleri