TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
TMMOB

   Ana Sayfa    İletişim Bilgileri

Hakkımızda Tüm Kitaplar Kategoriler e-Kitaplar Yeni Kitaplar Çok Satılanlar Arama

SEPETİM: (Boş)

2021 YILI ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ


Ücretsiz e-Kitap

Yazar Adı:

Elektrik Mühendisleri Odası

ISBN No:

978-605-01-1555-0


Yayın No:

GN/2022/754

Yayın Yeri:

ANKARA

Sayfa Sayısı:

92


 

Giriş


 

Ülkemizde enerji sektörü ve özellikle elektrik enerjisi ekonomik, siyasi ve sosyal yaşamdaki önemine uygun olarak sürekli gündemde kalmış ve kalmaya devam etmektedir. Birincil enerji kaynaklarında seçtiği politikalardan dolayı büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye, enerjinin sürekli, kaliteli ve fiyat olarak kolaylıkla ulaşılabilir olmasını gerçekleştirememiştir.

En doğal insan hakkı olarak elektrik enerjisi kolay ulaşılabilir ve kamu hizmeti niteliği kapsamında asıl amacı kar etmek olan her türlü ticari alanın dışına çıkartılmalıdır. Kamu eliyle yürütülen ve yürütülecek olan üretim, iletim ve dağıtımının planlaması, yatırımları, işletilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında kar elde etme ve vergi toplama aracı olmamalıdır.

Kapitalist sistem içerisinde analiz yapanlar ve bilerek veya farkında olmayarak kamuoyunu yönlendirmeye çalışanlar ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile kişi başına elektrik tüketimi arasında doğrusal bir orantı kurmaya çalışmışlardır. Oysa doğru olan ve günümüzde de kabul gören anlayış gelişmişlik düzeyindeki enerji ilişkisi; enerji yoğunluğu ve enerjiye ulaşılabilirliktir. Özellikle 90`larda başlayan neoliberalizmin yeni senaryosuna göre birçok yığınsal üretim merkezileri, emek ücretinin daha düşük olduğu gelişmemiş bölgelere kaydırılmış, o bölgelerde duyulan enerji gereksinimi de bunun sonucunda göreceli olarak artmıştır. Böylelikle gelişmemiş bölgelerde enerji tüketimi artmış olmasına karşın büyük kitlesel göçler, göçmenlik, çok büyük kentler, toplumda büyüyen lümpenlik ve yoksulluk toplumsal dokunun güçlenip gelişmesinden çok bozulmasına yol açmıştır.

Genel olarak enerji ve elektrik enerjisi söz konusu olduğunda üretim, iletim ve dağıtım sisteminden şikayet etmeyen yoktur.

Elektrik enerjisi yatırımları üretim, iletim ve dağıtım sistemleri olarak pahalı yatırımlardır. Bu nedenle genel ekonomik dengelere etkisi fazladır. Doğru, bilimsel ve iyi yönetilememesinin enflasyonu artırıcı etkisi gibi olumsuz sonuçları vardır. Sanayi üretiminin önemli bir girdisi, tarımsal su[1]lamanın yanlış planlama sonucunda vazgeçilmez unsuru, sürekliliğinin sık sık kesintiye uğramasıyla her yerde ve her kesimde şikayetlerin konusu olmuştur, olmaktadır.

Bu raporda Türkiye`de elektrik enerjisinin kısaca tarihi ve ardından da üretim kaynakları, üretim, iletim, dışalım, dışsatım ve dağıtım sistemlerinin gelişimi, son durumu, sorunları, darboğazları ve çözüm önerileri incelenecektir.

2021 yılında salgından her şey etkilendi. Doğal olarak elektrik tüketiminin de önemli oranda etkileneceği düşünüldü ise de 2020 yılının Nisan-Haziran aylarında bir önceki yıla göre azalan tüketim daha sonra hızla artarak 2019 yılı değerlerini aştı. 2020 yılı elektrik tüketimi bir önceki yıla göre %0,38 artış ile tamamlandı. OECD ülkelerinde ise toplam elektrik tüketiminde %2,9 oranında bir düşüş yaşandı. Bu düşüş komşumuz Yunanistan`da %8,4, Almanya`da %4,5, İngiltere`de %5,2, ABD`de ise %2,6 oldu.

Ancak 2021 yılı ilk yarısında ülkemizde yaşanan salgının 3. pikinde ölüm ve vaka artışları rekor seviyelere ulaştı. Daha sonra vaka sayılarında düşmeler olduğu ifade edilse de salgın nedeni ile ölümler günde 200-250 kişi, vaka sayıları ise 20-30 bin civarlarında yıl içerisinde devam etti.

Bu koşullarda elektrik enerjisindeki gelişmeler, özellikle bir önceki yıl değerleri ve yeri geldiğinde normal bir yıl olan 2019 yılı değerleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmeye çalışılmaktadır.

Bunun yanında 2021 yılının elektrik enerjisi gelişmesini genel an[1]lamda değerlendirebilmek için geçmiş yılların elektrik verilerinin gelişimi ile 2021 yılı içerisinde elektrik sektöründe gelişme gösteren bazı diğer önemli hususlar da ilgili bölümlerde kısaca irdelenmektedir. İnceleme içerisinde elektrik sisteminin verilerine farklı açılardan bakılarak ilgili konular[1]da doğrudan bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bunun yanında henüz kesin verileri açıklanmayan (örneğin kayıp ve kaçak, tüketici verileri) gibi konular veriler açıklandıktan sonra irdelenecektir.

Bu inceleme içerisinde TEİAŞ, EPDK, EPİAŞ ve diğer kamu kuruluşlarının mevcut kamuya açık en son verileri kullanılmakta ve IEA, OECD ve Birleşmiş Milletler verilerine atıflarda bulunulmaktadır. Ancak bu verilerin bir kısmı daha sonraki yayınlarda güncellenmektedirler. Ayrıca bazı veriler değişik kurumlarca hatta aynı kurumun değişik veri bölümlerinde farklı olarak yayımlanmaktadır. Böyle durumlarda verinin alındığı kaynağın aynı olmasına özen gösterilmiş ve değişiklik olması halinde durum ek not ile açıklanmıştır. Veri kullanımında öncelikle TEİAŞ ve TEİAŞ-YTBS verileri esas alınmaktadır.


Sunuş


  

Türkiye büyük bir yol ayrımında. Uluslararası konjonktürün etkisiyle ve sermaye için yeni pazarlar bulmaya dönük hırslı ve aceleci bir projenin itici gücüyle yaratılan sıcak para girişine ve kentsel-kültürel alanların ve doğanın talanına dayalı ekonomik büyüme modeli, gerek uluslararası ve bölgesel koşulların değişmesi gerekse kendi yapısal kısıtlarının sonucu tıkanmışken ve enflasyon kontrol edilemez bir noktaya doğru sürüklenirken, diğer yandan 21.yy`ın ortasında ciddi bir kentli nüfusa ve Cumhuriyet birikimine sahip bir ülke Siyasal İslam`ın kendi[1]sine birkaç gömlek küçük gelen kalıplarına sığmayacağını gösteriyor.

Tam teşekküllü bir toplumsal buhran görüntüsü veren ülkemizde, yıllarca yanlış ve yıkıcı politikalarla yönetilemez hale getirilmiş olan, fosil yakıtlara dayalı, kirli, dışa bağımlı ve özel sektörün kar hırsına terk edilmiş bir alan olan enerji alanı da kamucu bir çıkışın satır başları netleştirilmeye çalışılırken öncelikli olarak yeniden yapılandırılması gereken alanların başında geliyor.

Bilindiği üzere 1970`lerle birlikte kapitalizmin yeniden yapılanma süreci içerisinde, temel altyapı hizmeti alanları kamu hizmeti olmaktan çıkarılıp piyasalaştırılırken, Türkiye`de 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesiyle başlayan süreç, 1980`li yılların ortasında ilk fiili adımların atılmasını müteakip 2001 Anayasa değişikliği ile mantıksal sonucuna varmış; özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikaların ve toplumsal örgütlenmelerin içinin boşaltılması, sosyal devletin ve kamu kurumlarının tasfiyesi, sınıflar ve toplumsal katmanlar arasında uçurumun artması, bireylerin bir taraftan atomize edilip diğer taraftan cemaat anlayışının yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.

Gelinen noktada tablo çok açıktır. Kamu tekeli parçalanıp özel tekeller yaratılırken, alan birkaç özel sermaye grubunun kısa vadeli kâr realizasyonu hırsına teslim edilerek yönetilemez bir hale getirilmiştir. Toplum yararını dikkate almayan, kamusal planlamayı, denetimi ve kamusal üretimi reddeden kamu kaynaklarını özel şirketlere aktarmaya ve belirli sermaye gruplarının çıkarlarını azamileştirmeye yönelen enerji politika ve uygulamaları sonucu, bir yandan kapasite fazlası varken ve ülke santral çöplüğüne dönmüşken diğer yandan arz açığı tehlikesi ciddiye alınması gereken bir noktaya gelmiştir. Enerji fiyatları tüm toplum için sürdürülemez oranda artmış, enerji yoksulluğu ve yoksunluğu öncelikli bir gündem haline gelmiştir.

Özetle, yaşanan 40 yıllık özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamaları enerji alanını yönetilemez bir hale getirmiştir ve sorunları aşmak ve krizden mümkün olan en çabuk şekilde ve en az hasarla çıkabilmek için yurttaşların ve toplumun vazgeçilmez gereksinimlerinin karşılanmasında toplumsal yarar esaslarını temel alan demokratik bir planlama ve toplumsal kalkınma perspektifi ile kamucu, toplumcu bir programın uygulanması zorunludur.

Bu çerçevede kamucu ve halkçı bir enerji politikasının en temel ayağı olarak tüm özelleştirmeler durdurulmalı, kamunun bu alana yatırım yapmasını engelleyen yasal veya fiili engeller ortadan kaldırılmalı, gerek elektrik gerekse petrol ve doğalgaz alanlarında dikey entegre bir kamu tekeli tekrar kurularak, kamu mülkiyetindeki bu kuruluşların çalışanlarının yönetim ve denetimde söz ve karar sahibi olduğu, liyakati esas alan nitelikli yönetimlere sahip olmaları sağlanmalıdır. Aynı şekilde enerjinin bir insan hakkı olduğu gerekçesiyle tüm hanelere yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayacak kadar su, elektrik, doğal gaz ücretsiz temin edilmelidir.

Diğer yandan Türkiye enerjide büyük oranda fosil yakıtlara dayalı kaynaklara ve dolayısıyla dışa bağımlı bir ülkedir. Emekten ve halktan yana bir enerji dönüşüm planının en önemli ayaklarından birini elektrik üretiminde fosil yakıtların payı düşürülmesi, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payını ciddi oranda artırılması oluşturmaktadır. Bununla birlikte düne kadar açıkça fosil temelli bir enerji politikasından başka bir şey önermeyen, bugün de yaşanmakta olan ekolojik yıkımın boyutu arttıkça yine sermayenin kontrolünde bir "yeşil dönüşümü" propaganda eden emperyalist ülkeler ve ulus aşırı tekeller, sorunun ana nedeninin kapitalizmin bitimsiz büyümeyi zorunlu kılan kâr makinesi ve emperyalist bağımlılık zinciri olduğunu el çabukluğu ile gizlercesine tüm dünya için tek biçimli bir dönüşümü vazetmektedir. Oysa ülkelerin emperyalist bağımlılık zincirinden kurtulmasının tarım, gıda, kentleşme, ulaşım, teknoloji ve sanayileşme politikalarına etkilerini tartışmadan ciddiye alınabilir bir enerji politikası önermek mümkün görünmemektedir.

48. Dönem Enerji Daimi Komisyonu tarafından hazırlanan bu rapor[1]da, 2021 yılı sonu itibariyle elektrik enerjisi alanının geldiği ve yukarıda kısaca özetlenmeye çalışılan durum, yapısal ve güncel sorunlar titizlikle ortaya konmuştur. 2021 yılı EMO Elektrik Enerjisi Görünümü Raporu`nun içerdiği bilgiler ve görüşlerle elektrik enerjisi alanındaki tartışmalara katkı sunmasını umuyor; bu raporun çıkmasını mümkün kılan değerli komisyon üyelerimize ve Oda çalışanlarına teşekkür ediyoruz.

Mahir ULUTAŞ

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası

48. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı

 

 


İçindekiler


1 GİRİŞ   7
2 TARİHÇE   9
3 KURULU GÜÇ 15
    3.1 Türkiye‘de Kurulu Güç Gelişimi 15
    3.2 2021 Yılında Kurulu Gücün Gelişimi 18
    3.3 Kurulu Gücün Kuruluşlara Göre Gelişimi 22
    3.4 Kamu Santrallarının Özelleştirme Süreci  24
    3.5 Lisanssız Kurulu Güç 26
    3.6 Tepe Güç (Puant) Değer İncelemesi 29
    3.7 Emre Amade Güç Ve Kapasite Kullanımı 33
    3.8 2021 Ağustos Ayı Başında Yaşanan Elektrik Kesintileri 39
    3.9 Yapımı Devam Eden Üretim Tesisleri 42
    3.10 Nükleer Santralların Durumu 44
    3.11 Yeka (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları) İhalele 46
4 ÜRETİM   49
    4.1 Güncel Üretim Değerleri 49
    4.2 Üretimin Kaynaklara Dağılımı 50
    Fosil Yakıt-Yenilenebilir Kaynak Ayrımı 53
    4.3 2021 Yılı Su Durumu 55
    4.4 Üretimde Dışa Bağımlılık 56
    4.5 2020 ve 2021 Yılları Elektrik Üretimi Karşılaştırılması 57
    4.6 Üretimin Kuruluşlara Dağılımı 59
5 ELEKTRİK PİYASASI 61
6 TÜKETİCİ TARİFELERİ VE ELEKTRİK FİYATLARI 67
7 TÜRKİYE‘DE ELEKTRİK ÜRETİM ŞİRKETLERİNE DESTEKLER 71
    7.1 Yenilenebilir Enerji Kaynakları DestekleriYEKDEM 71
    7.2 Kapasite Mekinazması Uygulaması 74
    7.3 Kömür Yakıtlı Santrallardan Her Yıl Belli Miktarda ve Belli Fyatlı Elektrik Alımı 76
8 TÜKETİM   77
    8.1 Tüketimde Güncel Durum 79
    8.2 Lisanssız Üretim (Tüketim) 81
9 TEİAŞ ÖZELLEŞTİRME KARARI 83
10 KISA ÇIKARIMLAR 85
11 SONUÇ   87
  EK:1 YEKDEM KARARI 88
  EK-2 YEKA GES-3 YARIŞMA SONUÇLARI 90
  EK: 3- TEİAŞ ÖZELLEŞTİRİLMESİ CUMHURBAŞKANLIĞI KARARI 91

Dosyalar

2021 YILI ELEKTRİK ENERJİSİ GÖRÜNÜMÜ (7140 KB)

 
  kitap.emo.org.tr
  
COPYRIGHT © 2010 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18
 

 
KEY İnternet Hizmetleri