ISBN No: |
978-605-01-0144-4 |
|
Yayın No: |
GY/2011/11 |
Yayın Yeri: |
ANKARA |
Sayfa Sayısı: |
300 |
|
Anahtar Kelimeler: |
İTÜ,ANI,GÖRÜŞ |
|
Kitabın PDF haline ulaşmak için tıklayınız
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik Fakültesinin kuruluşunda ve ülkemizde mühendislik eğitiminin gelişiminde önemli görevler üstlenen değerli bilim insanlarından; Sayın Prof. İzzet Gönenç, Prof. Emin Ünalan, Prof. Dr. Mustafa Bayram, Prof. Hasan Önal, Prof. Tahsin Saya, Prof. Dr. Muzaffer Özkaya ile yapılan söyleşilerle, " İTÜ‘nün Çınarları 1930- 1940‘lı yıllar Anılar ve Görüşler" kitabı hazırlandı. Değerli bilim insanı Sayın Prof. Dr. M. Nusret Yükseler‘in özverili, alçakgönüllülüğü elden bırakmayan yoğun çabasının ürünü olan bu çalışma 2007 yılı ortalarında başladı. 5 Nisan 2010 tarihinde kaybettiğimiz sayın hocamız, heyecanla sürdürdüğü söyleşiler sırasında, rahatsızlığını son ana kadar bizlere hissettirmedi. Üzüntümüz, bir an önce yayınlanmasını istediği bu eseri hayattayken bitirememiş olmamızdır. Öğrencileri olma şansını yakaladığım sayın hocalarımızla yapılan söyleşilere tanıklık etmek, yaşamımın en önemli anları olarak kalacaktır. Çünkü anlatılan dönem sadece üniversitelerin kuruluşunu içeren bir tarihsel dilimi değil, Cumhuriyetin bütün kurum ve kuruluşlarıyla önemli devrimlere kalkıştığı ve gerek uluslararası düzeyde gerekse ulusal düzeyde ciddi sorunlarla yüz yüze olduğu dönemi kapsamaktaydı. Mühendislik, iktisadi alanda sanayileşme ve kalkınmayı birinci hedef olarak önüne koyan genç Türkiye Cumhuriyeti için yaşamsal bir önem taşımaktaydı. Kurtuluş Savaşı sonrasında büyük bir yıkım ve yoksunluk içinde olan Türkiye‘yi ileriye taşımak için birçok alanda devrime girişen Cumhuriyet kadrolarının en önemli kararlarından biri de 1930‘ların darlık günlerinde, başarılı öğrencileri yurtdışındaki okullara göndererek bugünkü üniversitelerin temelini atmaya girişmeleridir. Devlet bursuyla çeşitli ülkelere giden idealist öğrenciler, bu ülkelerde yaşadıkları büyük zorluklara karşın yüklendikleri misyonu hakkıyla yerine getirmiş, ülkelerine dönüp çağdaş ve bilimsel üniversitelerin temellerini atmışlardır. Büyük bir cesaretle atılan bu adım bir yandan ülkemizin aydınlanması için ciddi bir rol oynarken, diğer yandan devlet desteğini de arkasına alan bir sanayileşme hamlesine bilgi ve beceri taşımışlardır. Kitapta anlatıları yer alan hocalarımız, dönemin siyasal, sosyal, kültürel değişimleri gerçekleştirilirken, bunların kitlelere benimsetilmesi ve kökleşmesinde önemli bir rol üstlenen öncülerdir. Anlatılarda göreceğiniz gibi ilk mühendislik okullarının kurulması ve yaygın eğitime başlanması aynı zamanda meslek odalarımızın da kurularak etkin hale gelmesi süreciyle paralel gitmektedir. İlk mühendis hocalarımız aynı zamanda odalarımızın kurucusu ve ilk yöneticileridir de. Cumhuriyetin ilk on yıllarında kurulan Üniversite-Sanayi ve Oda işbirliği, sanayileşme ve kalkınma politikalarının uluslararası sermayeye terk edilmesiyle birlikte zayıflayıp etkisizleştirilmiştir. Üniversite eğitimi, yaygınlaştırma adına içeriksizleştirilirken, eğitimin sanayi üretimiyle bağı, Ar-Ge çalışmaları tamamen ticari saiklerle ele alınır hale gelmiştir. Bu ve benzeri kitapların, sadece mühendislik eğitimi ve mesleki örgütlenmelerinin tarihte oynadığı anahtar rolü genç kuşaklara aktarmakla sınırlı olarak ele alınmasında büyük bir eksiklik olacağını düşünüyoruz. Bundan dolayı söyleşilerin, bugüne ve geleceğe de ışık tutmasına; bugün karşı karşıya olduğumuz sorunların köklerinin nereye dayandığına, bu kökler üzerinde gelecek projelerinin nasıl gerçekleştirilebileceğinin ipuçlarına işaret etmesine özen göstermeye çalıştık. Çünkü biliyoruz ki, özgür, bağımsız ve bilimsel üniversite eğitimi sağlanmadan, gerçek anlamda sanayileşmeden ve ilerlemeden söz etmek mümkün değildir. Bu yaklaşımla derlenen önünüzdeki alçakgönüllü tarih çalışması bu haliyle kalmayacaktır. Üniversitelerimizin ve hocalarımızın destek ve katkılarıyla bu çalışma bir yandan derinleştirilirken bir yandan da daha sonraki dönemlere de uzanarak devam ettirilecektir. Bugünkü nesillere unutturulmak istenen bu özverili ve cüretli kuruluş çalışmasının, aydınlık ve özgür bir geleceğin kurulması için referans noktası haline getirilmesi hedeflenmektedir. Unutulmamalıdır ki; mazilerini unutan uluslar geleceklerini de hayal edemezler. Kitaba emeği geçen tüm hocalarımıza, meslektaşlarımıza arkadaşlarımıza, çalışanlarımıza çabaları için teşekkür eder, kaybettiğimiz Prof. İzzet Gönenç, Prof. Dr. Nusret Yükseler ve Prof. Dr. Mustafa Bayram hocalarımızı saygıyla anıyor, yaşayan hocalarımıza sağlıklı yaşam diliyorum.
Prof. Dr. M. Nusret Yükseler‘in anısına saygıyla... 11 PROF. İZZET GÖNENÇ 17 Özgeçmiş 17 Urfa‘nın evleri hep taştandı, o güzel evleri unutamam... 18 Dresden, Almanya‘nın doğusunda bir şehirdi... 20 Ne topluiğne vardı memlekette, ne kurşunkalem... 27 Almanya‘da gözüm kaldı... 30 Yüksek gerilimli yıllar... 32 Böyle dekanlık olur mu yahu, boşu boşuna oturuyordum o makamda!.. 40 Faraday Kafesinde 44 PROF. EMİN ÜNALAN 49 Özgeçmiş 49 Doktor zayıf bulunca askeri okula gidemedim 50 "Herr Ünalan, siz iyisi mi eşyalarınızı yanınıza alın Berlin‘e gidin..." 57 Günler geçiyor biz gidiyorduk 60 Üniversitemizde yaşanan sıcak havayı, arkadaşlık duygusunu hep takdir ettim 62 Bir tarafta geçim problemi bir tarafta üniversite çalışmaları... 64 Dünyada rahat yoktur... 67 Toplumdaki ataleti azaltmanın yolu eğitimden geçer 72 Teknik Üniversitenin mensubu olmakla gurur duyuyorum 73 PROF. DR. MUSTAFA BAYRAM 75 Özgeçmiş 75 Çağırsalar üniversiteye şimdi yine giderim... 76 Hoca oldum, diyebilmek kolay değil... 82 Teknik Üniversite dal budak salacağı yerleri iyi teşhis ederdi 91 PROF. HASAN ÖNAL 97 Özgeçmiş 97 Yüksek Mühendis Mektebine kaydolduk, 98 Yüksek Mühendis Okulunda okuduk, 98 İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olduk! 98 O yıllarda devlet öğrencisine sahip çıkardı... 101 "Yüksek Mühendis Mektebinin sınavını kazanabilirsin..." 105 "Nevzata uzun ömürler dileriz!" 106 Altını 17 kere çizmek... 109 Ölçemediğimiz şeyi bilemeyiz 111 "Ol da istersen soğan başı ol!" 113 Beş odalı eski ahşap evin iki odasında... 116 1949‘da güya doktora yapmış sayıldım... 117 Pedro adında biri... 120 Teldolabından buzdolabına... 124 Nötr noktası kayar mı, kaymaz mı? 125 Konunun temelini öğrenmek esas, gerisi teferruattır... 128 "Onun için erken profesör olmuştur diyorlar da..." 131 Tebdili mekânda ferahlık, İstanbul‘dan Trabzon‘a... 134 Uçan profesörler arasındaydım... 137 İnsan yanlış yapar, sonra onu siler... 138 Hamdi hak ettiği okullara girememiş bir cevherdi... 140 Üniversite sanayi işbirliği der dururlar ya... 143 "Ağabeyim yerine size sarılabilir miyim?" 145 Dünyaya erken gelmişim vesselam! 148 PROF. TAHSİN SAYA 153 Özgeçmiş 153 Sokakta oynamayı öğrendiğimde sağlığıma da kavuşmuştum 154 Hasan Âli Yücel benim okuldan kaçtığımı sanmıştı... 157 Göz, gez, arpacık! 158 Fizikçiler mühendis değildir ama bütün mühendisler fizikçidir... 160 "Hüsnüniyet çorbasından bizde takat kalmadı..." 163 Peki elmayı alıp da parasını yerine koymazsa ne olacaktı? 166 Yıkanmış bir kabın dışı temiz değilse içi de değildir... 167 Yüksek Kaldırımda hurdacı Kör Ziya 169 Dolmabahçe‘deki maçları üniversitenin çatısından naklen yayınlardı Aldo... 172 Otomatik dinamik kompresyonu ve ekspansiyonu 176 İTÜ mezununa, şehir şebekesi kaç volt? diye soruyorsunuz, bilmiyor... 177 Bizim gibi uslu çocukların esas eğlencesi, sinemaydı... 179 Herkes mühendis olmak istiyor ama... 181 O yıllarda Almanya‘da tek kollu, tek bacaklı sakatlar çoktu 183 Üniversiteye dönünce arkadaşlarım kucakladı beni, sanki hiç ayrılmamışım gibi... 186 Ertesi gün Aydın‘ı gördüğümde rüyamı anlattım ve hoca gitti, dedim 188 Kurufasulye, pilavla karnımızı doyurup bizi tahta barakalarında misafir ettiler 191 Kendimi bana bir şeyler öğretenlere hep borçlu hissetmişimdir 192 Kurullarda birbirlerinin boğazına sarılacak hale gelenler, dışarı kol kola çıkarlardı 196 Ön sıradakiler yazar uyur, ortadakiler bakar uyur, arkadakiler yatar uyur! 201 Peki, şimdi bizim bu yaptığımız kopya sayılır mı? 203 Acaba o kütüphaneden bir şeyler kalmış mıdır? 206 Bir kurumun kuruluş tarihiyle bir mesleğin tarihini birbirinden ayırmak gerekir... 208 Her şeyi bilen uzmanların ocağı, İstanbul Teknik Üniversitesi! 209 Ben geçen asırdan kalma bir yüksek mühendisim 212 Her insanın, mesleğinin dışında meşgul olabileceği merakları olmalı 217 TAHSİN SAYA‘NIN ARŞİVİNDEN FOTOĞRAFLAR 223 PROF. DR. MUZAFFER ÖZKAYA 239 Özgeçmiş 239 Bazı geceler üstümüze kar yağardı 240 Usta ile mühendis karşı karşıya... 242 Kişiliğimi Almanya‘da buldum 246 Siz o dersi, benim üzerimden zorla alamazsınız! 248 Paylaştığımız odanın tam ortasından mevhum bir hat çekmişti... 251 Sanki hocaların fildişi kulelerde yaşaması isteniyordu... 260 Benim çocuğum öğretmen de mi olamaz? 262 Eğitim kaliteli olursa her şey düzelir 264 "Aşkım Yeniköy sahil-i deryasını sardı" 265 PROF. DR. HAKAN KUNTMAN 271 İstanbul Teknik Üniversiteli olmak başka bir şey... 271 Altı lisans programında 2350 öğrenci... 272 Dünyanın ilk teknik üniversitelerinden biriyiz 273 İTÜ‘nün hamisi olduğu vakıf üniversiteleri var 274 Kadrolarımız rasgele bir araya getirilmiş hocalardan oluşmaz 275 İletişim dili İngilizce ama... 275 Kitap yazmayı teşvik ediyoruz 276 Ailece biraz Alman ekolü sayılırız 278 SONSÖZ VE BAZI HATIRLATMALAR 281 Anlatılanlar öncelikle insana, insanlığa dair hikâyelerdi. 281 Ellerinden Cumhuriyet tuttu 282 Yüksek Mühendis Mektebinden İstanbul Teknik Üniversitesine 285 Asistan olmak iyi de geçinmek zor... 289 Akademik kariyerin anahtarı Almanya‘daydı... 291 Tartışmalı fakülte kurullarında çay molası... 293 Yabancı dil şart ama eğitim Türkçe olmalı 295 Gençler, evrensel ölçüleri temel alın! 296 Portreler 297
|