|
Yazar Adı: |
THORSTEIN VEBLEN - Ahmet ÖNCÜ (Editör) |
ISBN No: |
978 978-605-01-0133- |
|
Yayın No: |
GY/2011/7 |
Yayın Yeri: |
ANKARA |
Sayfa Sayısı: |
153 |
|
|
Uzmanlaşmanın artmaya devam etmesi ile birlikte, uzmanların sanayiye ilişkin konularda söyleyecekleri zorunlu olarak artmış olsa da, üretim sırasında yapılacak işler ve kullanılacak yöntem ve araçlara ilişkin aldıkları kararlar, daima işin yöneticilerinin ticari çıkarlara neyin uygun düşeceğine dair aldıkları kararların hizmetinde olmuştur. İş yönetimi ile sanayi yönetimi arasındaki bu ayrım giderek artmaya devam etmektedir; çünkü sanayi süreçlerinin yeterince verimli örgütlenip yönetilmesi için gereken özel eğitim ve deneyim, sürekli daha titiz bir hal almakta ve işi yapacak kimselerin özel bilgi ve beceri sahibi olmasını ve bütün ilgi ve dikkatlerini işlerine vermelerini gerektirmektedir. Ancak teknolojik bilgi, beceri, ilgi ve deneyim konusunda uzman olan ve bu şekilde giderek daha ön plana çıkan bu kimseler-yatırımcılar, tasarımcılar, kimyagerler, mineraloglar, toprak uzmanları, ekim uzmanları, üretim müdürleri ve farklı alan ve unvanlarda mühendisler- görevleri sanayi uzmanlarının sahip olduğu bilgi ve becerileri ticarileştirerek kendi çıkarları için kullanmak olan sanayi önderlerinin, yani finans önderlerinin çalışanları olmaya devam etmektedir.
Thorstein VEBLEN
Günümüzde sıradan insanların bile günlük yaşamında teknoloji ve teknoloji ürünleri bir hayli yer tutmaktadır. Öyle ki bazen "Bu ürünler olmasa yaşam sürer mi?" diye düşünülmeden edilemiyor. Durum böyle iken yaşamımızın her alanına bu ürünleri dahil eden ve sürekliliğini sağlayan teknik elemanların durumu ne? Bu teknik elemanlar kitlesi içinde mühendislerin konumu ve rolü ne? Mühendislerin konumunu ve bu süreçteki rollerine girmeden önce mühendislik tanımlarına bir bakalım. Britannica Ansiklopedisi, (Encyclopaedia Britannica-2011) mühendisliği, "Doğa kaynaklarının insanlığın kullanımına en uygun biçimde dönüştürülmesi için bilimin uygulanması" olarak tanımlanmıştır. Mühendislik çalışma alanlarının farklılıklarına göre birkaç alt kategoriye bölünerek incelenen geniş bir disiplindir. Ana dalları, inşaat mühendisliği, uzay-uçak mühendisliği, kimya mühendisliği, elektrik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, elektronik mühendisliği, makina mühendisliği ve endüstri mühendisliğini içerir. Her bölümün içerisinde muhtelif işler, belirli teknolojik alanların ihtiyacını karşılar. Mühendisliğin modern yaşama etkileri yadsınamaz; Yalnızca inşaat alanının omurgası değil, aynı zamanda mineral/maden çıkarma endüstrileri ve muhtelif üretim faaliyetlerinin de omurgasıdır. Mühendisler (bina, yol, köprü, kanlizasyon, elektrik ve iletişim şebekesi, uydular gibi) önemli altyapılar, araçlar (araba, gemi, uçaklar), enerji santralları (kömür ve gaz istasyonları, rüzgar çiftlikleri, hidroelektrik, nükleer enerji santralları), gündelik hayatta kullanılan ürünler (ilaçlar, temizlik ürünleri, televizyon, bilgisayar ve cep telefonları) ve daha pek çoğunu tasarlar, inşasına katılır. Son yıllarda teknolojinin hızlı gelişmesiyle bilgisayar, yazılım, malzeme ve genetik mühendisliği gibi pek çok yeni alan önem kazanmıştır. Su ve hava kirliliğine dair yaygın kamuoyu endişesi ve giderek yoğunlaşan çevresel nitelik bozulması; insan kazanımlarının kamu sağlığı, çevresel nitelik ve doğal kaynaklar üzerindeki etkilerini anlama çabası, çevre mühendisliğinin insan kazanımlarının yol açtığı çevresel sorunların tanımlaması, analiz edilmesi, çözülmesi, hafifletilmesi ya da idaresine yönelik ayrı bir alan olarak ortaya çıkmasına yol açtı. Yeni, çevre dostu enerji kaynaklarının geliştirilmesi, mevcut su kaynaklarının nitelik ve niceliklerinin iyileştirilmesi ve yeni ilaçların geliştirilmesi bu yüzyılın en önemli mühendislik adımları arasında yer alıyor. Mühendislik hizmetlerinin tanımlanması kolay değildir. Genellikle inşaat ile ilgili olan ve olmayan hizmetler arasında bir ayrım yapılırken, ikinci alan tanımlanması zor olan pek çok farklı hizmetten oluşur. Alternatif olarak yapılan mesleğin bir tanımı da şudur: "Yapılar, makinalar, gereçler, üretim süreçleri yahut bunlardan teker teker ya da bir arada faydalanan çalışmalar tasarlamak ya da geliştirmek ya da aynısını tasarımlarına dair tam yetkinlik ile inşa etmek ya da çalıştırmak yahut belirli çalışma koşulları altındaki davranışlarına dair öngörüde bulunmak amaçlarıyla, hedeflenen fonksiyon, çalışma ekonomisi ve can ve mal güvenliği ile bilimsel ilkelerin yaratıcı bir şekilde uygulamasıdır." Bir başka mühendislik tanımı ise şu şekildedir: "Matematik, doğa ve güncel mühendislik bilimleri bilgilerine dayanan bir eğitime ek olarak deneyim ve uygulama ile kazanılan formasyonu kullanarak vardığı somut sentezlerle evrensel ve insanlık yararına problemleri ve gereksinimleri belirleyerek ve bunlara yanıt vermek üzere ekonomiklik, doğal kaynaklarla ilgili sürdürülebilirlik ilkelerini dikkate alarak ve mühendislik etiğini gözeterek; teknik ağırlıklı ekipmanların, ürünlerin, proseslerin, sistemlerin, yöntemlerin ya da hizmetlerin tasarımı, doğrulanması, hayata geçirilmesi, işletilmesi, bakımı, dağıtımı, teknik satışı ya da danışmanlık ve denetiminin yapılması ve bu amaçlarla araştırma-teknoloji geliştirme ve inovasyon faaliyetlerinde bulunulması işlevine mühendislik denir." (Kiper, M. Mühendislik, Teknoloji ve Belgelendirme, Thorstein Veblen, Mühendisler ve Fiyat Sistemi içinde, Editör Ahmet Öncü, Çeviren Barış Özçorlu, EMO: Ankara, 2011.) ABD Ulusal Mühendislik Akademisi, 20. Yüzyıl`ın en büyük mühendislik başarıları olarak şunları görmektedir: "Elektriklendirme, otomobiller, uçaklar, su temin ve dağıtımı, elektronik, radyo ve televizyon, tarımsal makinalaşma, bilgisayarlar, telefon, iklimlendirme ve soğutma, otoyollar, uzay araçları, İnternet, görüntüleme, ev eşyaları, sağlık teknolojileri, ham petrol ve petrokimyasal teknolojiler, lazer ve fiber optik, nükleer teknolojiler ve yüksek performanslı materyaller." Mahmut Kiper`in kitapta da yer verilen makalesinde teknoloji ile mühendis arasındaki ilişki çarpıcı bir şekilde anlatılıyor: ‘`Teknolojideki gelişmeler sadece bizim yaşamımızı değil, tükettiği kaynaklar, değişikliğe uğrattığı yaşam tarzı, kültür ve değerler gibi nedenlerle gelecek nesillere bırakacağımız mirası da etkiliyor. Pek çok toplum, pek çok ülke teknoloji odaklı bu değişikliklerin kararlaştırıldığı süreçlerin çok dışında. Her değişiklik onlarla da ilgili; ama onlara hiç sorulmuyor. İşte bu nedenlerle, teknoloji ile özdeşleşmiş mühendislere giderek artan görevler ve sorumluluklar düşüyor. Mühendis ve teknolojinin zaman zaman etkileşimine kanıp, aynı çerçevede düşünülmesine yol açan sarmal ilişkisine rağmen, çok temel farklılıkları vardır. Teknoloji ile mühendisin ayrıştığı en önemli nokta kimliklerinde gizlidir. Teknoloji tek başına kimliksizdir. Yani, teknoloji iyi ya da kötü değildir. O, sahibinin elinde ya da kullanım yerine bağlı olarak iyi ya da kötü olur. Örneğin, lazer teknolojisi tıpta iyileştirme amaçlı kullanılırken, aynı teknoloji savaşların en öldürücü silahlarında da kullanılmaktadır. Bu nedenle teknolojiye bir taraf olarak bakmamak gerekir. Özetle, teknoloji tarafsızdır. Onu taraflı yapan insan özellikle de onu geliştiren ve kullanan mühendistir . İşte bu nedenle taraflı ve kimlikli olması gereken de o dur." Kiper, artık emek-sermaye çelişkisi ve mühendisin üretim sürecindeki konumunda "bilgi" denilen belirleyici bir girdinin eklenmesi nedeniyle her alanda değişiklikler gözlendiğine dikkat çekiyor ve mühendis tipolojisine ilişkin şu bilgileri veriyor: "Gene de, yarattıklarının toplumsal ve evrensel sorumluluğu ve sonuçların kime hizmet ettiği bakımından mühendisi en genel biçimde iki tipolojiye ayırmak mümkündür (Köse A.H., Öncü A., Kapitalizm, İnsanlık ve Mühendislik,Türkiye`de Mühendisler ve Mimarlar,TMMOB:Ankara, 2000.) Bunlardan ilkinde Frederick W. Taylor`ın betimlediği mühendis; işveren adına emekçiler üzerinde denetim kuran, işverenin çıkarlarını koruyan şirket merkezli bir yönetici konumundadır ve mühendislik pratiğini üretimi iyileştirmek, üretkenliği artırmak ve bu yolla yüksek kar amaçlı kullanması beklenmektedir. Böylece, sağladığı bu ekonomik getiriden kendisinin de kazançlı çıkacağı varsayılmaktadır. İkinci tür mühendis ise Thorstein Veblen`in çerçevesini çizdiği bir kimlikle; toplumsal refaha doğrudan katkıda bulunarak üretim süreçlerine önderlik eden bir emekçi niteliği ile hareket eder. Toplumun refahını olabilecek en yüksek düzeye çıkarmak yaklaşımı bir yandan ekonomik gücü elinde bulunduranlarla yani kapitalist sistemle çatışmayı, bununla da ilişkili şekilde, diğer yandan da teknolojiyi sadece üretim süreçlerinin bir aracı olarak görüp onunla bütünleşmek yanında toplumsal etkileri bakımından onunla da gerektiğinde çekişmeyi gerektirmektedir. Sanayi devriminin kitlesel üretim süreçleri ve buna bağlı çok sayıda çalışanın bulunduğu fabrika sisteminin yerine geçmeye başlayan bilgi odaklı gelişmeler ve buna bağlı olarak iş süreçlerindeki farklılaşmalar bir üçüncü tür mühendis kimliğini de ortaya çıkarmıştır. Özellikle günümüzde giderek önem kazanan ve ülkelerce desteklenen bir eğilim şeklinde yüksek teknoloji odaklı kendi şirketini kurma girişimlerinin sonucu olan bu tipolojide mühendis için en yüksek faydanın sadece kendi konumunu ve kazancını geliştirmeye odaklanmayı gerektirdiği ve mühendisin çıkarının her iki sınıfın çıkarlarından bağımsız ve uzak durmaktan geçtiği savunulmaktadır. Özellikle teknoloji üretemeyen gelişmemiş ülkelerde bu gelişmenin yansımaları ekonomiler için çok yüksek değer yaratan teknoloji üretme ve geliştirme yerine, çeşitlenen teknik alanlarda mühendislik firmalarının artması şeklinde görülmektedir." Mahmut Kiper`in ülkemizin de dahil olduğu teknoloji üretemeyen toplumlara ilişkin saptamaları için günümüzde ve ülkemiz koşullarında mühendisliğin konumuna ilişkin yapılacak sorgulamaya ışık tutuyor: "Gelişmeler, giderek Veblenci yaklaşımdan uzaklaşan ve böylece toplumsal ve evrensel sorumluluklarını unutmaya başlayan, bunun doğal bir sonucu olarak da çeşitli düzlemlerde örgütlenme bilincini kaybeden, bireyselleşen bir mühendis kimliğini ve mühendislik eğilimini öne çıkarmaktadır. Oysa, özellikle Türkiye gibi, teknoloji üretemeyen, dışa bağımlı ve iyi örgütlenememiş toplumlarda karmaşıklaşan teknolojiler karşısında ‘teknolojinin toplumsal referanslara başvurmadan açıklanabilecek otonom ya da bağımsız bir özü bulunduğunu kabul etmek` olarak tarif edilen teknolojik determinizmin arttığı görülmektedir. Bu noktada evrensel teknoloji yaratamasa da üretim süreçlerinde kullanan ülkemiz mühendislerinin, üretimden ve verimlilikten sorumlu olarak toplumsal refah için görevli olduklarını hissetmeleri ve teknolojilerin olumsuz etkilerinden toplumu korumaktan da sorumluluk duymaları büyük önem taşımaktadır. Bunun da en geçerli yolu toplum adına karar vermek yerine, toplumu teknolojiler ve olası etkileri konusunda bilgilendirmek ve karar almaları konusunda yardımcı olmaktır. Bu kapsamda, mühendis, mesleki yaşamında kendine bilgi diye sunulan şeyleri eleştirip değiştirebilmeye çalışabilir. Teknolojik gelişmelerin çeşitlendirdiği çözümler arasından çoğu zaman bir seçim yapmak durumunda kalabilir. Bu nedenlerle mühendisin bilimsel ve toplumsal açıdan en uygun değerlendirmeyi -teknolojinin toplumsal denetimi de dahil olmak üzere- ve en uygun seçimi yapabilmesi için bağımsız düşünme ve sorgulama yeteneği temelinde şekillenmiş bir bilimsel ve toplumsal mühendislik ‘formasyon`una sahip olması gereklidir. Diğer bir deyişle toplumsal yapı içinde eğitim ve üretim arasında dengeli bir ilişki kurulamamışsa -sanayileşememe, işsizlik, iş ortamında tatminsizlik- eğitilen bireyin mesleki tatmin içerisinde üreterek, toplumla bütünleşerek yaratıcı, sorumlu bir kimliğe sahip olması mümkün olmaz ve bu durumda bireyin kendisine ve bazı temel değerlere yabancılaşması süreci başlar. Kuşkusuz bunun engellenmesinde mühendislik örgütlerine büyük görevler düşmektedir. Çünkü, toplumsal ve evrensel çözüm ve çabaların örgütler aracılığıyla yapılması gerekmektedir. Ayrıca, kamu ve doğa yararına ‘uygunluk değerlendirme` ve bu kapsamda da ‘belgelendirme` süreçlerinde de örgütlere çok önemli sorumluluklar düşmektedir. Bunun için örgütlerin gelişmeleri doğru okuması ve analiz etmesi zorunludur." Tüm bu gelişmeler nedeniyle 1921 gibi çok uzun yıllar öncesinde yazılmış olsa da günümüz koşullarında yeni bir tartışma sürecini başlatmamız açısından Veblen`in kitabını ve açıklayıcı-kapsayıcı olması açısından bazı çalışmaları da ekleyerek yayınlamanın faydalı olacağını düşündük. Kitabın yayınlanabilmesi için yoğun çaba gösteren ve hazırlıkları yürüten E. Orhan Örücü ve Emre Metin`e, kitabın editörlüğünü üstlenen Ahmet Öncü`ye, İngilizce değil bir anlamda "Veblence" yazan yazarın dil açısından zorlu eserini başarı ile dilimize çeviren Barış Özçorlu`ya, çalışmalarının basılmasına izin veren Ahmet Öncü, Aykut Göker ve Mahmut Kiper`e, Elektrik Mühendisleri Odası şükran borçludur. Bu yayının devrimci bir tarihe sahip TMMOB üyesi mühendislere yeni bir soluk getireceğini umuyor, bu kitap vesilesi ile örgütsel yapımızda anlama, tartışma ve görev çıkarma sürecinin başlamasını diliyoruz.
Cengiz GÖLTAŞ TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 42. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Temmuz 2011
TÜRKÇE ÇEVİRİYE GİRİŞ Ahmet Öncü
KIZIL VEBLEN William M. Dugger
SUNUŞ
MÜHENDİSLER VE FİYAT SİSTEMİ Thorstein Veblen
I. Sabotajın Doğası ve Kullanımı Üzerine 21 II. Sanayi Sistemi ve Sanayi Önderleri 31 III. Finans Önderleri ve Mühendisler 41 IV. Devrimci Bir Altüst Oluş Tehlikesi Üzerine 52 V. Değişimi Meydana Getiren Koşullar Üzerine 61 VI. Olası Bir Teknisyenler Sovyeti Üzerine Bir Yazı 73
İŞ İDEOLOJİSİNİ ÇÜRÜTMEK:VEBLEN`İN DEVRİMCİ AKTÖRLER OLARAK MÜHENDİSLER KURAMININ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Ahmet Öncü I. Giriş 87 II. Veblenci Problematik 93 III. İşin Yapısal Paradoksu ve Sanayinin Failleri Olarak Mühendisler 97 IV. "Çünkü Ne Yaptıklarını Bilmiyorlar" 104 V. Sonuç Yerine: "Yitip Giden Aracılar" Olarak "Mühendisler" 106 Kaynakça 110
Bilim ve Teknolojide Değişim, Değişen Mühendislik Profili, Geleceğin Mühendisi Aykut Göker I.Giriş 113 II.Mühendisin Temel İşlevi 113 III.Mühendislik Profilinin Değişiminde Rol Oynayan Faktörler 114 IV.Bilim ve Teknolojideki Değişim 115 V.Disiplinler Arası Yakınsama 116 VI.Mühendislik Uzayında Değişim 116 VII.Artan Kısıtlar 117 VIII.Teknolojinin Üretim Sürecinde Artan Rolü ve Değişen Rekabet Şartları 117 IX.Fizikî ve Beşerî Ortamda Değişiklik 118 X.Üretim Sürecinde Bilginin Artan Rolü 119 XI."Codified" Yani ‘Kodlanmış/Açık Bilgi` ve "Tacit Knowledge" Yani ‘Zımni/Örtük Bilgi` Ne Demektir? 120 XII.Mühendislik Bilgisinin Yarı Ömrü 121 XIII.Sonuç Yerine 121
Mühendislik, Teknoloji ve Belgelendirme Mahmut Kiper I.Özet 125 II.Mühendis-Teknoloji İlişkisi 125 III.Mühendislik Kimliği ve Sorumlulukları 128 IV.Teknolojilerde Beklenen Gelişmeler 130 V.Sistem Yaklaşımı ile Biçimlenen Mühendislik Eğitimi 131 VI.Sürekli Eğitimi Gerekli Kılan Başlıca Hususlar 131 VII.Uygunluk Değerlendirme, Akreditasyon ve Belgelendirme Süreçleri için Öneriler 133 VIII.Sonuç 135
THORSTEIN VEBLEN`İN TEMEL ESERLERİNDEN SEÇİLMİŞ KAPSAMLI BİR KAYNAKÇA 137 ÖZGEÇMİŞLER 149
|