Elektrik Mühendisleri Odası olarak, İstanbul Teknik Üniversitesi ile başlattığımız ortak çalışma sürecinde, mesleğimizin hayatta kalmış kurucu ve onların takipçisi hocalarımızı anmak, onların hem yaşam hikâyelerini hem akademik birikimlerini tarihe sözlü tanıklık anlayışıyla gelecek kuşaklara aktarmada bir köprü görevi üslenecek İTÜ`NÜN ÇINARLARI-I ve II kitaplarını yayımladık.

Söz konusu kitaplar ile hayatlarını yitirmiş hocalarımız için düzenlediğimiz anma etkinliklerinin yanı sıra hayatta olan hocalarımıza yönelik bir dizi yeni etkinlik yapılması gerekliliği de bir görev olarak önümüze çıktı.

Bilim ve Teknolojinin insan yaşamında açtığı ışıklı yolların önderleri olmuş hocalarımız ile sağlıklarında bir araya gelerek onlarla kucaklaşmak, bizim ve ülkemiz için verdikleri uğraşlarına, bitmek tükenmek bilmeyen enerji dolu çabalarına teşekkürlerimizi sunmak, onların engin deneyimleriyle biriktirdiklerinden yeniden faydalanmak üzere düzenlediğimiz "Saygı Buluşmalarından ilkinde ülkemizin yetiştirdiği, değerli, aydın, bilim insanı Prof. Dr. Mithat îdemen ile birlikte oluyoruz.

Sayın İdemen`in 1935 Mayısında Urfa`da başlayan yaşam serüveni, ortaokul ve lise yıllarında buluştuğu hayalleriyle onu Harran ovasından başlayan bir yolculukla İstanbul`a taşırken, pusulası bilimin sonsuzlukta ışıyan ufkunu gösteriyordu. 15 yaşındaki delikanlının İstanbul`a gelir gelmez belki de ayağının tozuyla Beyazıt meydanına gidip İstanbul Üniversitesinin kapısından başını uzatıp, üzerinde ‘Profesörler Evi` yazılı binaya gözlerini dikerek uzunca bir süre oradan çıkacak profesörleri görebilmek için beklemesi bu yüzdendi.

Günümüzle kıyaslandığında, o yıllarda ülke koşullarında açıkça görülen yoksunluk, özellikle okumaya hevesli gençlerin çocukluk hallerini kısa sürede üzerlerinden atıp, onları hızla geliştiriyor ve böylece lise yıllarından başlayarak neredeyse kendi göbeklerini kendilerinin kestiği bir olgunluğa eriştiriyordu. Mithat İdemen`in kayıt olmak için gözüne kestirdiği Pertevniyal lisesine gidip o mermer merdivenleri tek başına tırmanması, başka türlü nasıl anlaşılabilirdi?

Dönemin başarılı lise öğrencileri, İTÜ ye adım attıklarında, günümüz öğrencilerinin bambaşka bir dünyayla buluşmalarına benzer duygular yaşamamışlardı. Onlar için doğal bir sürecin geçilmesi gereken aşamalarından sadece biriydi bu. Başarılarının, diğer öğrencilerden öne çıkmış olmalarının, sadece moral ödüllendirmelerle karşılık bulması, onları başarıyı kanıksamış insanlar haline getirmişti neredeyse. Bu durumun yarattığı özgüvenle üniversite eğitimlerini içselleştirerek, zaman zaman bu eğitimi sorgulayarak, hocalarıyla tartışarak, olmaması gerekenleri ayıklayıp, zihinlerinde idealize ettikleri öğretim anlayışını kendi akademik kariyerleri sürecine doğru taşıdılar: Sadece öğrenmek, derinlemesine öğrenmek... Bunu yaparken de bilimsel makaleler yayınlamanın fazla düşünülmediği ve aynı zamanda pratiğe yönelik uygulamaların yeterince hayata geçirilemediği bir öğretim anlayışının kendi içinde dönüşerek geliştiği ve söz konusu eksikliklerin giderilmesi yolunda önemli adımların atıldığı bir döneme katkı vermenin heyecanını yaşadılar. Bunda, elbette üniversite kurullarında ağırlıkla yer alan birinci kuşak hocaların yol verdiği, farklı düşüncelerin özgürce dile getirilip tartışıldığı ortamın katkısı oldu. Çalışanlardan öğrencilere, asistanlardan profesörlere dek her kesimi kucaklayan kurumsallaşma, belki günümüzdeki üniversitelerde bile raslanması zor olan demokratik bir üniversite anlayışının hayata geçirilmesini kolaylaştırmış oldu.

Matematiği sevmek kolay değildir, bir kere sevdi mi de ondan ayrılmak kolay değildir... Mithat İdemen matematiğe olan sevdasının farkına ortaokulda varır. 2. Sınıftaki matematik öğretmeni Rıfat Türkeli`nin teşvik edici ders anlatım yöntemi onda sadece problem çözme yeteneğini değil, problem oluşturma yeteneğini de açığa çıkarır ve onun bir problemi bir sınavda arkadaşlarına sorulduğunda bu durum onda kendine ait bir şeyler yaratmak, yeni şeyler yaratmak dürtüsüne yol açıverir.

ÎTÜ`nün kapısına dayandığında Mithat İdemen`in "Matematiği zevk alarak, tatmin olarak yapabileceği, biraz da parasız kalmayacağı bir dal" araması da bu yüzdendi.

"Matematik ve Elektromanyetik Alanlar" konusunda ender bilim insanlarından Sayın Prof. Dr. Mithat İdemen`in ışıklı yolunu birlikte yürüyeceğiz. Birlikte yürüyeceğimiz bu yolda ne kadar çok olursak, o kadar çok aydınlanacak ve güçleneceğiz.

Her zaman demokrat kimliğiyle öne çıkan Mithat Hocamızı 81. yaşında saygıyla selamlıyoruz.