Sunuş

 Bugün enerji alanında karşı karşıya kaldığımız temel sorun bir planlamanın olup olmadığı ve eğer varsa planlamanın hangi ilkelere dayandığı, amacının ne olduğu, hangi kesime hitap ettiği ile ilgili sorularıyla doğrudan ilintilidir. Yapısı gereği "doğal tekel" olan enerji alanına merkezi bir planlama ile yaklaşılması ve bu planın ekonomik, teknik, politik, çevre vb birçok yönden, bir çok alanla doğrudan ve zorunlu bir ilişki içerisinde olduğu göz ardı edilmemelidir. Enerji politikaları özelleştirme, serbestleştirme yerine dış politika, ulaştırma, güvenlik, sanayi, tarım ve çevre politikalarıyla bütünleşik olarak örgütlenmelidir. Özelleştirme adı altında devletin kamu kaynakları üzerindeki denetimi azaltılarak yaratılacak serbest piyasada yerli ve yabancı şirketler çıkarları doğrultusunda istedikleri gibi at koşturabileceklerdir. Enerjisinde dışa bağımlı olan bir ülke birçok alanda da dışa bağımlı demektir. Bu kapsamda enerji planlaması yapılırken yerli ve yenilenebilir kaynaklar üzerinden harekete geçmek, sadece enerji değil, enerjinin ilişkili olduğu diğer birçok alanda da bağımsız politikalar üretmeyi sağlayacaktır. Genel olarak enerji alanının ilişki içerisinde olduğu her alanın kendi öznelliğinden doğru enerji sorununa bakması ve yaşadığı sorunlara çözüm araması kaçınılmazdır. Dolayısıyla enerji kamu anlayışı ile yönetilmeli ve doğru planlanmalıdır. Yapılan yatırımlar zamanında gerçekleştirilmeli ve kaynak çeşitliliği içinde devreye sokulmalıdır. Günümüzde sürdürülebilir bir yaşam ve doğa için çevre politikaları son derece önemli hale gelmiştir. Buradan bakıldığında enerji verimliliği ve temiz enerji kaynakları planlamada birinci önceliğimiz olmalıdır. 

Teknolojinin her gün değişen devrim niteliğindeki karakteristiği de planlama üzerinde kuşkusuz etkilidir. Teknolojik gelişmelerin dikkate alındığı, kadroların birikiminin bu gelişmelere uyum sağladığı planlamanın çok da nitelikli olacağı aşikardır.

Toplumsal hareketler (çevre sorunu ve buna karşı mücadeleler vb) sorunun siyasi olduğu kadar insani boyutunu da gösterir.

Sorunun somuta indirgenmesinin temel çıktıları olan istatistiksel verilerin ya yokluğu ya da çokluğu sorunun bir başka boyutudur. Planlamanın var olup olmadığı, hangi ilkelere dayandığı bu verilerin yokluğu/yığını içerisinde usta bir veri madenciliği gerektirdiği açıktır.

Bu ve benzeri sorular ve bu sorulara farklı yaklaşımların tartışıldığı, Temmuz ve Ağustos aylarında yitirdiğimiz değerli üyelerimiz, EMO`ya ve toplumsal mücadelelere katkıları devasa olan Cihan Kayıket, Kaya Nomaler, Turhan Çiftçibaşı, Ahmet Altay Varol ve Gökçen Çapkıncı anısına 12 Ağustos 2014 tarihinde düzenlediğimiz Enerji Planlamasının Temel İlkeleri panelimizin

çıktılarının konuya daha detaylı açıklama getireceğini umuyoruz. Şu açıktır ki daha kapsamlı etkinlikler ile konunun tartışılması elzemdir. Anıları önünde saygıyla eğildiğimiz Cihan Kayıket, Kaya Nomaler, Turhan Çiftçibaşı, Ahmet Altay Varol ve Gökçen Çapkıncı`yı birkez daha özlemle ve sevgiyle anıyor, panelin gerçekleşmesinde katkı sunan başta konuşmacılarımız Barış Sanlı, Necdet Pamir ve Cengiz Göltaş`a ve isimlerini burada anamadığımız tüm katılımcılara teşekkürlerimizi sunuyor, panelin bant çözümlerini siz değerli okurlarla paylaşıyoruz.

Saygılarımızla.